Anasayfa
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Diagon Yolu Dehşeti

Aşağa gitmek

Diagon Yolu Dehşeti Empty Diagon Yolu Dehşeti

Mesaj tarafından HarryPotter Perş. Kas. 29, 2007 9:32 am

Harry ve Ron, 5.sınıf için kitaplarını ve araç gereçlerini almak için büyü dünyasına giden geçit olan çatlak kazanda bir gece konak lamaya karar verdiler. Ertesi gün Hermione, ebeveynleriyle onlara katılacaktı. Harry, muggle dünyasından uzaklaşmanın huzurunu bir kez daha içinde hissetmesine rağmen bütün yaz Voldemort'la karşılaşmasını ve Cedric'in kendisi yüzünden öldürülmesini unutamamıştı. Ve tabii ki Dursley'ler O'na bütün yaz böcek gibi davranmışlardı.

O günü Weasley'lerle geçirmenin tadı başkaydı. En iyi arkadaşı Ron ve Hermione yanında olduğunda her şeyi unutuyordu.İşte şimdi Ron'la beraber Hermione'nin Çatlak kazanın, yağlanmamış ve iki dünyayı birbirinden ayıran koyu kızıl renkli kapısından içeri girmesini dört gözle bekliyorlardı. Harry, tekrar iki arkadaşıyla bir araya geleceği için çok mutluydu ve bütün yaz görüşme fırsatları olmadığı için hep üzülmüştü. Ron ise tedirgin görünüyordu. Elleri ter içinde kalmış ve avuçlarını birleştirmiş sanki içinden bir şey söylüyor gibi görünüyordu.

Harry "Neyin var senin?" dedi.

Ron "Ne demek istiyorsun?" diye kızardı.

"Bilmem tuhafsın. Sanki içinde bir çatışma varmış gibi davranıyorsun." biraz bekledi ve düşündü. Sonra "Hermione yüzünden mi? Bana anlatabilirsin" diye devam etti.

Ron "Hayır. Sadece..." diye devam ederken...

"Merhaba Harry, merhaba Ron!" dedi bir ses arkalarından. Eskiden uzun olan ama şimdi büyüyle küçültülmüş ön dişleriyle onlara doğru gülümsüyordu. Koşarak yanlarına geldi ve Harry'e sarıldı. Hermione ergen bir kızın olabileceği kadar güzelleşmiş ve büyümüştü. Ardından Ron'a da sarıldı. İkisi de sevinmiş olmasına rağmen ikisi de tedirgindi.

"Eee .. çocuklar neler konuşuyordunuz bakalım ben geldiğim zaman?" diye sordu.

"Merhaba. Geç kaldın da ondan bahsediyoduk" dedi Ron hemen ve "Hem sen nasıl geldin kapı hiç açılmadı ki, gıcırdamadı bile." diye şaşırarak sordu.

"Annemle babam gelmek istemedi. Onları ikna edemedim ve bende tek başıma geldim. Nasıl aniden bitiverdiğime gelince o da sır açıklamayacağım."diye güldü.

"Nasıl istersen , annemler George, Fred ve Ginny'nin kitaplarını almaya gitti biz de seni bekledik. Hadi bizde gidelim." dedi Ron ve üç kafadar Diagon yoluna çıktılar. Büyü dünyasının taşlı sokaklarında dolaşmak, bankayı, dükkanları yeniden görme düşüncesi Harry'i gerçekten heyecanlandırıyordu. Hiç hoşlanmadığı cin cüceleri, hatta Malfoy'u ve Snape'i bile göreceğine neredeyse sevinecekti.

Kiremitler açıldığında yüzünün rengi birden değişti. Çok garip bir esinti hissetti. Bir zamanlar cıvıl cıvıl olan Diagon Yolu şimdi ölü bir kasabayı andırıyordu. Sokaklar ve dükkanlar yerle bir olmuş ve gürültülü alışveriş kalabalığından eser bile yoktu. Kapı birden onları içeri çekmeye başladı. Ron "Bu da neyin nesi böyle?" diye haykırdı ve asasını eline aldı. Üçü de içeriye girmemek için direniş gösteriyordu. Harry de asasına uzandı. Hermione "Bir şeyler yapmalıyız." diye bağırdı. Asasını sallayarak "DUR,DUR,DUR" diye bağırdı. Fakat hiç bir değişiklik yoktu. Girdap onları yutmaya devam etti. Harry duvardan çıkan bir demire tutunmaya çalıştı ama başaramadı. Ron daha şanslıydı hemen yerdeki bir çıkıntıya tutunmayı başardı.

"Hermione neler oluyor? NELER OLUYOR?" diye bağırdı Harry.

"Bilemiyorum ama el ele tutuşalım. ASALARI YERİNE KOYUN" diye cevap verdi. Asaları ceplerine koyup ,el ele tutuşup bir çember oluşturdular.

Direniş göstermelerine rağmen üçü de uçup Florish ve Blotts'un önüne sürüklendiler ve durdular. Girdap durdu. Ancak tuhaflıklar devam etmekteydi. En başta hiç insanın olmadığını düşündüğü yerde şimdi insanlar bulunmaktaydı ancak hiç hareket etmiyorlardı.Orada öylece sessizce beklemekteydiler. Bir süre uçmanın vermiş olduğu şaşkınlık geçince Hermione ayağı kalktı ve

"İyi misiniz Harry, Ron."dedi. "Evet sen iyi misin?" dedi Ron. "Merhaba acaba burada neler olduğunu sorabilir miyim? Heyyy!" dedi Harry yanındaki yaşlı kadına.

"Evet de bur ada neler dönüyor bu insanlar neden hiçbir şey olmamış gibi bakıyorlar." dedi Hermione. Harry ve Ron'da ayağı kalktı ve üstlerini düzelttiler.

"Evet. Neden böyle bakıyorlar" dedi Harry.

"Onlar bize bakmıyorlarki, dondurulmuşlar. Bakın." dedi Ron ve elini en yakınındaki koyu yeşil renkli cüppeli ve eskimiş bir şapkası olan büyücünün yanına gidip gözlerinin önünde adam sanki körmüş gibi elini hareket ettirdi ama adam hiç tepki vermedi. Diagon Yolu'ndaki herkes dondurulmuştu. Harry ve Ron etrafa bakmak için birbirlerinden kısa mesafe aralıklarla ayrıldılar. Çok fazla uzaklaşmamışlardı ki. Aniden bir çığlık koptu. Bu Hermione'nin çığlığıydı.

"Aman tanrım. Ölmüşler. Ölüler var burada." diye ağlamaya başladı.Harry ve Ron koşarak yanına gitti.

Ron önce ölü bir büyücü kadını ve ufak kızı gördükten sonra Hermione'e sarılıp, onu uzaklaştırdı. Harry yerde kanlar içinde kalan insanları görünce midesi bulandı ama kendini tuttu. Şu an kendisini kaybetmek için hiç de iyi bir zaman değildi. Bazıları bıçakla bazıları lanetle öldürülmüş olan ölüler üst üste yığılmış haldeydiler ve kanları sokaktan aşağıya doğru akıyordu. Knockturn Yolu'na doğru...

"Hadi bir an önce buradan gidelim."dedi Ron , Hermione'e sarılı iken. "Evet, hadi gidelim bizim başımıza da bir şey gelmeden. Ama ya bu insanlar ne olacak, dondurulmuşlar. Onları kurtarabiliriz. Neler olduğunu ve bunu kimin yaptığını öğrenmemiz gerekiyor. Üstelik ya annenler nerede? Onları da bulmalıyız." dedi Harry tedirgin bir şekilde.

"Evet aman tanrım anne, Ginny." Biraz bekledi ve sakin olmaya çalıştı.

"Hermione hadi lütfen kendine gel." diyerek yanağına ufak bir öpücük kondurdu Ron.

"Evet Hermione hadi, biz yanındayız ne yapmamız gerekiyor?" diye onayladı Harry.

Hermione "Tamam. Önce biraz izin verin kendime geleyim. İlk önce neler olduğunu öğrenmeliyiz" diyerek gözyaşlarını sildi.

"Bu bir lanet olduğu için buna..." biraz düşündü sonra "Buldum." Dedi, asasını cebinden çıkardı. Hemen yanındaki yüzü çok sevimli yaşlı kadına dönerek asasını uzattı ve haykırdı:

"Finite Incantatem" ani bir şimşek çaktı ve Hermione bir metre geriye ölü adamın üstüne düştü. Ron, Hermione'i yerden kaldırdı. "Hermione iyi misin? dedi. Hermione zorlanarak "Ben iyiyim ama sanırım işe yaramadı değil mi?"

"Hayır" diye onayladı Harry ve "Ama tekrar denemeliyiz" diye devam etti asasını çıkardı ve tam yapacakken Hermione "Dur yapma Harry" diye uyardı. "Onları kurtarabileceğimizi zannetmiyorum."

"Neden?" dedi Ron.

"Çünkü onlar dondurulmamışlar.Durdurulmuşlar." diye cevap verdi Hermione gözünden yaş gelerek.

"Ne demek bu? Ne demek durdurulmuşlar?" dedi Harry endişesi gitgide artarak.

"Yani zamanda durdurulmuşlar. Zamanın içinde boşluklar vardır. Bunlardan birinin içine sıkıştırılmışlar.Onlar şu an yaşadıklarını zannediyorlar. Halbuki gördüğümüz durumdalar. Onlara yardım edemeyiz. Hadi annenleri bulalım Ron." dedi.

"Kitapçıda olmaları gerekiyordu. Hadi girelim yalnız dikkatli olun. Hiçbir şeye dokunmayın." diyerek Florish ve Blotts'a doğru yöneldi Harry. Diğerleri de onu takip ettiler. Güneşin sıcaklığı öğleden sonra yakıcı olmasa da bu sokakta onları kahrediyordu. Harry hemen bir şeyler yapmak istiyordu. Mağazanın içinde de yerde yatan insanlar vardı ancak hiçbirini tanımıyorlardı. Ron "ANNE! FRED! GINNY!" diye seslendi. Fakat cevap veren yoktu. Kalabalık insanlar içinde de zar zor bakmaya çalışarak onları arıyorlardı. Ancak herkese baktıkları halde onları bulamadılar.

R on "Demek daha buraya gelmemişler." dedi. Mağazanın içindeki resimlerde değişiklikler olduğunu gördü Harry. Bu resimler mağaza sahibinin resimleriydi. Ancak Harry mağazanın sahibini daha önce görmüştü ama bu resimdeki adam başka biriydi. Ve Harry bu adamı daha önce başka bir yerde görmüş olduğunu biliyordu. Yüzü çok tanıdıktı. Harry "Hermione , şu resimdeki adamı tanıyor musun?" diye sordu. Hermione, Harry'nin yanına geldi ve "Harry şimdi bunun sırası değil." derken resme baktı ve öylece kaldı. Harry şimdi Hermione'ye bakıyordu. Harry "Hermione iyi misin? Ne oldu?" dedi. Biraz daha bekledi Hermione düzelmedi. Ron kapıya doğru gidiyordu ki "Ron çabuk buraya gel. Hermione'ye bir şey oldu." dedi. Ron hemen koşup "Ne oldu? Hermione iyi misin?"dedi. Harry onun bir çeşit büyü altına girdiğini düşündü için Hermione'yi sarsarak "Hermione uyan" diye bağırdı. Hermione nefesini çekerek "Buna inanamıyorum." dedi.

Ron ve Harry hep bir ağızdan "Neye?" diye haykırdılar. "İşte buna bu adam Colin Creevy'nin ta kendisi."diye cevap verdi. H arry ve Ron ilk önce birbirlerine sonra da resme baktılar. Harry "Hermione haklı bu Colin'e çok benziyor ama bu imkansız. Ben de birine benzetmiştim zaten." dedi. "Ama Colin bu adam olamaz çünkü Colin daha bir çocuk. Babası falandır belki ona benzeyen biri" dedi Ron kuşkulanarak. Hermione "Olanları anlamıyorsunuz. Biz geleceğe gelmişiz. Gelecekte Colin buranın sahibi olacak."dedi.

Harry ve Ron yine birbirlerine bakarak "Hermione sen iyi misin?" dediler. "Ben iyiyim çocuklar bu gerçek. Gelin biraz dışarı çıkalım anlayacaksınız ne demek istediğimi."dedi ve dışarı doğru yürümeye başladı. Harry ve Ron da takip ettiler. Gringotts'a doğru yola koyuldular.Yolda da öldürülmüş, çarmıha gerilmiş, lanete uğramış, dondurulmuş insanlar vardı. Asa dükkanının adı "Olivander's" iken şimdi "Malfoy's H.S." olmuştu. Bir sürü eski dükkanın yerini tuhaf kara büyüyle ilgili malzemeler satan dükkanlar almıştı. Hermione, bakın diye işaret etti. Eskiden Gringotts'un olduğu yerde bir mezarlık vardı. Harry mezarlığın kapısına yaklaştı ve plakadaki yazıyı yüksek sesle okudu. "Kara Lord'a karşı çıkanların sonu bu mezarlıktan geçer"

"Voldemort! Demek hepsi senin suçun" diye haykırdı Harry.

Hermione "Harry sakin ol." dedi. Ron "Evet! İkna olduk. Peki şimdi ne yapmamız gerekiyor." dedi. Hermione "Ben de tam olarak bilmiyorum ama dönelim bakalım." Dönüp eskiden çatlak kazanın olduğu yere doğru gittiler. Kiremit duvarı açmak için asayla dokundular.Ancak hiçbir şey olmadı. Ayrı ayrı üçer dörder defa denediler ancak hiçbir şey olmadı. Tam umutlarını yitirmişlerdi ki bir ses duydular: "Ha hahaha! Ne yapıyorsunuz çocuklar?" Üçü de süratle geri döndü asalarını çekerek. Yüzünü kukuletayla kapatmış bir adamdı bu. Üzerinde simsiyah bir pelerin vardı. Sesi yeni hissetmeye başladıkları rüzgar içinde bir şarkı gibi yükseliyordu.

Harry "Sen de kimsin?" diye sordu. Adam gülerek "Ben John Watson, asistanım Sherlo ile geziye çıkmıştım" dedi ve gülmeye devam etti. "Kara Lord burada olduğunuzu bilmesin. Yoksa sonunuz bunlar gibi olur" dedi dondurulmuş insanları işaret ederek. Harry'e doğru dönmedi bile, gülmeye devam etti. Ron "Yüzünü aç yoksa senin de sonun hiç iyi olmaz." dedi.

Tam o sırada adam gülmeyi durdurdu ve ciddileşti. Kukuletasını çıkardı. Bu adamında yüzü çok tanıdıktı. Biraz birbirlerinin yüzlerine baktıktan sonra Hermione "Sen Viktor'sun. Viktor beni tanımadın mı? Ben Hermione. Hani büyücü turnuvasında ki kız. Bak bu Harry Potter. Bu da Ron Weasley" dedi. Adam yakınlaşarak yüzlerine dikkatle baktı. Harry'de tanıdı. Bu Viktor Krum'un 40'lı yaşlarını geçmiş haliydi. Yüzü yaralarla kaplıydı. Alnında yaralarla açılmış çizgiler bulunuyordu. Yüzü çok ciddileşmişti. Harry’nin alnındaki yara izine dikkatle baktı. "Aman tanrım! Harry Potter, ama sen ölmüştün. Senin öldüğünü söylemişti Kara Lord."dedi ve yere çöküp ağlamaya başladı.

Hermione "Nasıl öldüğümüzü zannettiniz. Biz kitap almaya gidiyorduk sonra bir girdap bizi içeri çekti buraya geldik."dedi. Harry ve Ron da onayladılar. Ama Krum onları pek dinlemiyor gibiydi. Kendi kendine konuşuyordu. Harry ve Ron onu sarstılar ama yararı olmadı. Bir süre sonra adam doğrularak "Gelin bir dükkana girelim ve konuşalım. Beni takip edin. Burası güvenli değil az sonra leş yiyiciler üşüşürler" dedi.

Dondurmacının içine girdiler ancak bura da artık dondurma değil çeşitli hayvan derileri satılıyordu. Oturmak için bir iki kutu buldular ve oturdular. Hermione "Hadi Viktor bize neler olduğunu anlatman lazım." dedi. "Evet Viktor anlat" diye ısrar etti Ron. Adam anlatmaya koyuldu: "Her şey turnuvadan sonraki sene yani Kara Lord'un dirildiği seneden sonraki sene başladı. Önce sen, Harry ve Ron ortadan kayboldunuz. Daha sonra her şey ters gitmeye başladı. Devler dağlardan indi ve muggle şehirlerini yerle bir ettiler. Zavallılar karşı koymaya çalıştılar ama devler nasıldır bilirsiniz. Bütün muggleları öldürmek için ejderha binicileri şehirleri yaktılar. Bakanlık hiç bir şey yapamıyordu. Dumbledore'da elinden geleni yaptı ancak onları durduramadı." dedi. Harry aniden atılarak "Peki Profesör onları nasıl durduramadı yoksa o da öldü mü?" dedi. Viktor "Gözyaşları buralarda çok döküldü, siz kaybolduktan sonra..." dedi.Ve devam etti:

"Dev saldırıları ve diğer olaylar henüz başlamamıştı. Dumbledore bir gün senin yaşadığın muggle'ların sokağındayken, o zaman bile seni arıyordu, otuz tane ölüm yiyenle tuzağa düşürüldü. O zaman sayıları otuz falandı. Dumbledore'la savaştıktan sonra sayıları beşe indi.

"Ama ne yazık ki senden sonra Kara Lord'a karşı tek umudumuz olan kişiyi de kaybettik. Dumbledore'un gidişinden sonra Kara Lord bir süre güç toplamak için dinlendi. Üç ay sonra tekrar ortaya çıktı ondan sonra bahsettiğim yıkımlar başladı. Muggle'lar la işini bitirdikten sonra gözünü bizim dünyamıza dikti. Vampirlerle işbirliği yaptı. Ruh emicileri kendi saflarına çekti ve Diagon Yolu dehşeti denen katliamı yarattı. İşte şimdi gördüğünüz gibi."

"Peki ya diğer seherbazlar, onlar karşı koymadı mı?" dedi Ron.

"Koymaz olur mu? Ben bizzat Kara Lord'a karşı savaştım ama kimsenin gücü yetmedi. Beni de öldürecekken elinden kaçtım. O artık bir ölümsüz. Dediği gibi ölümü fethetti. Kara Lord'u yenen tek kişi sendin Harry. Senin öldüğün söylenince bütün herkesin umudu tükendi. Ama şimdi buradasın hala çocuk haldesin ama ölmemişsin. Her şeyi düzeltebilirsin." dedi.

"Nasıl düzeltebilirim. Nasıl kendi zamanıma bile döneceğimi bilmiyorum." dedi Harry sesindeki kaygı ve korku çok belliydi.

Simdi siz nasıl buraya düştüğünüzü söylemiştiniz değil mi?" diye sordu Krum.

"Bizi bir çeşit girdap içeri çekti zorla" dedi Hermione.

"Girdap mı? Girdapları yaratan kişi Kara Lord'dur. Bakanlıktan şu zaman çeviricilerden biri çalınmıştı. Kara Lord onu kullanarak geçmişe gitti. Daha sonra kendiyle karşılaşıp konuştu. Bu zaman içinde bir çeşit paradox yani kısır döngü yarattı. Bu kısır döngüyü sanırım seni ve birkaç kişiyi ortadan kaldırmak için kullandı. Önceden sorsaydınız kimse girdaplar hakkında bilgili değildi. Bir girdabı yok etmek daha sonra oluşacak bütün girdapları yok eder. Yani ilk siz ortadan kaybolduğunuz için eğer zamanda geri dönüp o girdabı yok edebilseydiniz bu alternatif evren saçmalığı ortadan kalkardı." dedi ve düşüncelere daldı.

"Geri dönebiliriz. Yani bu sene yine birçok derse yazıldığım için bana bakanlıktan bu zaman çeviriciyi vermişlerdi. Yazın profesör beni okula çağırdı sınıf başkanı olmam için." dedi Hermione elindeki saat biçimli nesneyi göstererek ve devam etti: Bugün sizin yanınıza da böyle geldim Ron."

"Evet öyleyse geri dönebilirsiniz. Bu kabusa son verebilirsiniz" dedi Viktor heyecandan oturduğu yerden havaya zıplayarak.

"Tamam mesela geçmişe döndük diyelim ama ondan sonra girdabı nasıl durduracağız?" dedi Harry.

"Girdaptan buraya girdiğiniz zamana geri dönmelisiniz. Girdap iki taraflı çalışır, sizi karşıya çekerken diğer sizleri geri gönderir. Yalnız dikkatli olun sakın kendinize görünmeyin. Daha sonra dondurma büyüsü yapıp girdabı kapatın böylece Vol.. yani Kara Lord'un başlatmış olduğu paradox sona erecektir." dedi ağzı kulaklarına vararak."Pekala önce ne kadar zamandır buradasınız onu düşünün."
HarryPotter
HarryPotter
Admin
Admin

Erkek
Mesaj Sayısı : 649
Yaş : 30
Kayıt tarihi : 04/09/07

Özelliklerim
Ruh Halim: Süper Süper
Forum Katılım %si:
Diagon Yolu Dehşeti Left_bar_bleue1000/1000Diagon Yolu Dehşeti Empty_bar_bleue  (1000/1000)

http://hptr.realbb.net

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz